• BIST 2.785,16
  • Altın 1033.321
  • Dolar 17.912
  • Euro 18.2642
  • İstanbul 25 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 28 °C

Bırakın güneş ışığı içeri girsin

Bırakın güneş ışığı içeri girsin
Binalarda güneş ışığından etkin bir şekilde yararlanmak, enerji maliyetlerinin düşmesinin yanı sıra insan sağlığı üzerinde de olumlu etkilere neden oluyor.

Güneş ışığı insanlar için sadece bir enerji kaynağı değil. Örneğin mimarlar için projelerinde yeni boşluklar ve alanlar kazandıran bir tasarım aracı. Gün ışığının en verimli kullanıldığı bina tasarımlarının birçok avantajı var. Güneş ışığından etkin bir şekilde yararlanmanın, enerji maliyetlerinin düşmesine neden olan ekonomik kazanımların yanı sıra insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğu da biliniyor.

Aydınlatma normal bir binanın toplam enerji tüketiminin ortalama yüzde 25-40’ından sorumlu. Bu nedenle güneş ışığının aydınlatma ve ısıtma özelliklerinden daha fazla yararlanılan binalar sayesinde enerji tasarrufu belirgin şekilde artabilir. Ancak aşırı ısınma, Güneş’ten gelen enerjinin değişken olması, parlama, şeffaf malzemelerin kullanılması gerektiği için ortaya çıkan mahremiyet problemi gibi sorunlar nedeniyle, binalar tasarlanırken güneş ışığının doğru bir şekilde kullanılması hayli önemli.

Güneş ışığının insanlar üzerinde başka fizyolojik ve psikolojik olumlu etkileri de var. Örneğin güneş ışığı vücutta D vitamininin salgılanması için gerekli temel bir bileşen. Özellikle dalga boyu 280-315 nanometre aralığında değişen morötesi ışık deri hücrelerinde D vitamini üretilmesini sağlar. Vücudun kalsiyum metabolizması üzerinde düzenleyici etkisi olan D vitamini, sinir sisteminin işlevini normal bir şekilde devam ettirebilmesi ve kemik gelişimi için gereklidir. Işık gün içinde dikkati ve verimliliği artırır. Ayrıca çeşitli deri hastalıklarının ve depresyonun özellikle kış depresyonunun tedavisinde kullanılır.

Biyolojik saat beynin hipotalamus bölgesinde bulunan ve üst kiyazmatik çekirdek adı verilen bir sinir hücresi grubu tarafından gözdeki ışığı algılayan yapılardan iletilen sinyaller sayesinde kontrol edilir. Üst kiyazmatik çekirdek karanlık ve aydınlık farkına göre vücuttaki birçok mekanizmayı, örneğin uykuyu, metabolizmayı hormon üretimini düzenler. Bu nedenle körlerin çoğunun günlük ritminde düzensizlikler görülür. Işık bu mekanizmayı düzenleyen temel etkendir. Bu nedenle insanlığın en önemli buluşlarından biri olsa da elektriğin, dolayısıyla da yapay aydınlatmaların biyolojik saatimizi nasıl etkilediği sorusunun cevaplanması gerekiyor.

Araştırmalar sadece doğal ışığa maruz kalındığında biyolojik saatimizin Güneş’in doğuşu ve batışıyla tam anlamıyla eşzamanlı olduğunu gösteriyor. Çevremizdeki binalar nedeniyle gün içinde daha az güneş ışığına maruz kalıyoruz. Güneş battıktan sonra yapay aydınlatma kullanılması da vücudun günlük ritmini etkileyerek özellikle uyku düzeni üzerinde önemli değişikliklere sebep oluyor. Doğal ışıkla etkileşimin artması, günlük ritimdeki dengesizliklerin yol açtığı fizyolojik ve bilişsel problemlerinin azalmasına yardımcı olabilir.

İşyerleri için daha fazla güneş ışığı

Yapılan araştırmalar doğal ışığın çalışanların ve öğrencilerin üretkenliğini ve verimliliğini etkileyen önemli bir faktör olduğunu gösteriyor. Daha fazla güneş ışığı alan işyerlerinde çalışanların fiziksel etkinliklerinin, uyku kalitelerinin ve sürelerinin, dolayısıyla yaşam kalitelerinin, işyerlerinde daha az güneş ışığına maruz kalan çalışanlara göre yüksek olduğu ortaya çıktı. Yapay aydınlatmalarla aydınlatılan işyerlerinde çalışanların uyku kalitesinin ve veriminin daha düşük olduğu, daha fazla uyku bozukluğu problemi yaşadıkları belirlendi.

Gece karanlığının sağlıklı yaşama etkisi

Akşamları ışığa maruz kalmak vücudun günlük ritmini olumsuz etkiliyor. Beyindeki epifiz bezinden salgılanan melatonin, uyku-uyanıklık döngüsünü ve vücudun günlük ritmini düzenleyen hormondur. Karanlıkta üretimi artar, ışık ise melatoni hormonunu salgılanmasını engeller. Akşam saatlerinde kullanılan yapay aydınlatmalar melatonin hormonunun salgılanma düzenini değiştirdiği için günlük ritimde bazı bozukluklar ortaya çıkar. Bu bozuklukların çeşitli hastalıklarla (kanser, diyabet, kalp hastalıkları, obezite) ilişkili olduğunu gösteren araştırmalar var. Güneş battıktan sonra kullanılan yapay aydınlatmalar melatoni seviyesinde azalmaya neden olur. Örneğin 60 watt’lık akkor bir ampul, bir saat sonunda melatonin seviyesinde yaklaşık yüzde 67’lik bir azalmaya sebep olabilir.

Melatoninin antioksidan özelliği olduğu ve tümörlerin büyümesinin engellediği düşünülüyor. Akşam saatlerinde yapay aydınlatma kullanılmasının kanser riskini artırabileceği, ancak doğrudan kansere neden olduğunu söylemenin yanlış olduğu düşünülüyor.

Şehirlerde hayatımızın büyük bölümü binalar içinde geçiyor. Bu nedenle doğal ışığın fizyolojik ve psikolojik olumlu etkilerinden daha az yararlanabiliyoruz. Biyolojik saatimizin binlerce yılda doğal ışığa sağladığı uyum, penceresiz yaşam ve çalışma ortamları, vardiyalı çalışma saatleri gibi etkenler nedeniyle bozuluyor. Doğal ışıkla olan etkileşimi artırmak bu sorunların çözümü için hayli basit ve etkili bir yol.

  

Bilim ve Teknik 

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 976 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2018 Haber İnşaat | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haber Yazılımı: CM Bilişim