Ortadoğu'nun en büyük gayrimenkul etkinliği olarak kabul edilen Dubai Cityscape Global, 21 Eylül’de kapılarını açtı. Bölgenin ve dünyanın ‘gözü kulağı' niteliğine sahip olan fuar kapsamında Türk yatırımcılar da Körfez yatırımcısıyla buluştu ve projelerini tanıtma fırsatı buldu. Türkiye'den ve dünyadan büyük projelerin, adından söz ettiren sektör duayenlerinin ve Arap yatırımcıların katıldığı etkinlik, 23 Eylül tarihine kadar devam edecek.
Kurulduğu günden bu yana yurt içi ve yurt dışında 70 binin üzerinde konut inşa eden Kuzu Grup da Kat Gayrimenkul’le birlikte geliştirdiği, adından uzun yıllar bahsettirecek yeni projesi Sea Pearl’ü fuarda görücüye çıkardı. Kuzu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Özen Kuzu’nun tanıttığı proje; sahip olduğu özellikler ve sunduğu avantajlarla fuarın gözdesi oldu.
Metrekaresi 7 bin 200 dolar
Özen Kuzu, merkezlere yakınlığı, yapıların kalitesi, park ve yeşil alanları ile İstanbul'un en lüks semtlerinden Ataköy’de toplam 127 bin 600 metrekare arsa alanı üzerinde yaklaşık 547 bin metrekare inşaat alanına sahip Sea Pearl’de; yeşil alan, gölet alanı ve yollara 81 bin 357 metrekare alan ayrıldığını söyledi.
‘8 adet residence ve 1 adet otelden oluşan projede 1401 adet bağımsız bölüm,17 adet ticari ünite ve otele ait 113 oda bulunuyor. Sea Pearl’de metrekare birim fiyatı 7 bin 200 dolar ila 10 bin 550 dolar arasında değişiyor’ diye konuşan Özen Kuzu, inşaatına Mart 2014 tarihinde başlanan projenin Mart 2017 ve Şubat 2018 tarihlerinde 2 etap olarak teslim edileceğini belirtti. Kuzu, Marmara Denizi’ne olan eşsiz hâkimiyeti ile İstanbul’un rakipsiz projesi Sea Pearl’ün Ekim 2014’te resmi olarak satışa sunulacağını da sözlerine ekledi.
İstanbul’un silueti yeni bir değer kazanıyor
Evrenol Architects imzasını taşıyan projenin müellifleri YÜK. Mimar Mehpare Evrenol, YÜK. MÜH. Mimar Alp Evrenol, YÜK. Mimar Tamer Tunbiş, İstanbul’un siluetine değer katacak projelerini olağanüstü bir özenle hazırladıklarını ifade ediyorlar.
Sea Pearl; kentin mimari değerlerinin uzantısında tasarlanarak, İstanbul’un boğaz imgesini, yüksek kalitede çözülmüş yaşam alanlarıyla kullanıcıların yaşamlarına dâhil ediyor. Arazinin kalbinde yer alan otel projesi ise gerek konumu gerekse tüm projede yer alan yüksek nitelikli rezidans hizmetiyle İstanbul ile buluşurken, kentin dinamizmini ivmelendirecek bir konseptle misafirlerini bekliyor.
Blokların konumlandırılmasında sert İstanbul rüzgârlarına kapalı bir şekilde yer seçilmesine özen gösterilirken, bina formlarının eğrisel olması sebebiyle denizden gelen temiz havanın Ataköy içlerine kadar geçebilmesine olanak verilerek çevreyle uyumluluğu gözetiliyor. Binaların alt katlarında başlayan toprak renginin hâkimiyeti, üst katlara gittikçe açık gri ve mavi tonlara dönüşerek gökyüzüyle birleşen ve kütle etkisini hafifleten bir konsept sunuyor. Bina cepheleri çağdaş kent kültürünü yakalamak amacıyla, Türk kültür ve geleneğinin modern bir yorumu olarak ele alınıyor. Mevcut Ataköy yerleşimine bakan arka cephelerdeki görkemli girişler, modern malzemelerle tasarlanıyor ve bu mimari yaklaşım, cephenin asli yapısını oluşturan Selçuklu yıldızının modern yorumuyla perçinleniyor.
Yüzde yüz deniz manzarası
Kesintisiz olarak tüm bağımsız bölümlerin deniz manzarasına hâkim olması projenin en önemli özelliği olarak ortaya çıkıyor. Suyun ve yeşil dokunun mekânsal olarak gündelik yaşama dahil edildiğini anlatan Özen Kuzu, “Su, arazinin içlerine rekreasyon ve sosyal donatı olarak alınıyor ve bu sayede projenin kentsel sürekliliği de sağlanmış oluyor. Arazi kullanımı yüksek binaların doğru konumlandırılmasıyla kullanıcıların yeşille, doğayla yakın ilişkide olabileceği alt ve üst yapıya sahip bulunuyor. Taşıt trafiğinin arazinin arkasında sonlandırılmasıyla kullanıcıların tüm alanda emniyetli bir şekilde, yaya olarak hareketi sağlanıyor. Her yaş grubuna hitap eden çocuk oyun alanlarıyla zenginleşen rekreasyon alanları, farklı konseptteki bahçeler, peyzajdaki sert zeminlerin birer buluşma ve karşılaşma ortamına olanak vermesiyle sosyalleşmeyi üst düzeyde tutuyor” diye konuştu.
Marmara Denizi’nin ikonu
Sahil boyundaki kamusal alanlara olan yaklaşımı ve site içindeki peyzaj çözümleriyle Marmara Denizi sahilinde bir ikon olarak adından söz ettireceği düşünülen Sea Pearl’ün peyzaj tasarım kurgusu da çağdaş ve gelenekselin aynı potada yorumlanmasıyla ortaya çıkarılıyor. Modern çizgilerin yanı sıra tasarım karakterini belirleyen klasik bir yaklaşımın özelliklerine ulaşmak için literatür taraması yapılan projenin peyzaj plan kararlarında, pseudobarok izler taşıyan eski saray ve bahçelerden esinleniliyor.
Zengin yeşil dokunun içinde enerjik sosyal alanlar
Sea Pearl’ün peyzaj projesine şeklini veren önemli elemanlardan biri olarak sahil bandı boyunca yer alan kamusal alan gösteriliyor. İçinde sahil boyu promenat aksı, bisiklet ve yaya parkurları, meydan, gözlem kuleleri, toplanma ve buluşma mekânları, renk parterleri gibi farklı aktivite ve yaşam alanlarını barındıran bu alan, site sakinlerinin yanı sıra Ataköy’de yaşayanların da bir araya gelebilecekleri sosyal platformlar sunuyor.
Her bir bloğun altında fitness, yoga ve dinlenme salonlarının bulunduğu projede; biyolojik gölet, yansıma havuzları, yeşil alan, 4025 araç kapasiteli otopark, çocuk parkları, tenis ve basketbol sahaları gibi ortak kullanım alanları yer alıyor.
Kolay ulaşım avantajı
Lokasyon olarak Ataköy’ün en değerli bölgesinde inşa edilen proje, İstanbul’un gözbebeği olan yarımadaya 13, Ataköy Yat Limanı’na 1, Atatürk Havaalanı’na ise 3 km uzaklıkta yükseliyor. Marmara Denizi’ne bitişik olan bu alana E5 ve Tem otoyollarından direk bağlantılar bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne 25, Boğaz Köprüsü’ne ise 15 km uzaklıkta olan projeye doğrudan ulaşım, sahil yolu olarak da bilinen Rauf Orbay Bulvarı’ndan sağlanıyor. Hemen yanı başında Galeria, Capacity, Carousel, Marmara Forum, A Plus, Flyinn alışveriş merkezleri bulunan Sea Pearl; Dünya Göz Hastanesi, Acıbadem Hastanesi, International Yeşilköy Hastanesi, Bakırköy Devlet Hastanelerine yakın bir konumda yer alıyor.
htemlak